İlahî Hermes

Nejat Koper

Erkek ya da kadın değildir o! Her simgesel detayıyla farklı bir alana göz kırpar ya da eleştirel bakar! Kısa bile denemeyecek ölçüde pileli kesimli Roma komutanı usulü zırh etekli ceketinin üzerine bir papaz omuzluğunu ikinci bir ceket olarak örtünmüştür... Hafiften gevşetilmiş kravatı, ciddi yüz hatlarıyla uyum içindedir: Dalga geçmiyor yani. Dikkatli bakıldığında, gömleğe iliştirildiği görülecek olan kravat iğnesinin ciddiyetiyle durumu savunuyor hatta... Pantolon zaten hepten sökülüp atılmıştır. Erkeksi bir görüntüyü çağrıştırmamak için denebilir belki, fakat tarihsel bir göndermeye de imkân sağlıyor. Bunun bir avantaj da yarattığı aşikâr: Omuzdan sökülerek çoraplara yerleştirilmiş olan çavuş pırpırlarına odaklanmamızı sağlıyor, çok yakışmış; sportmendir aynı zamanda. Kitsch* (kiç) yanı ağır basan bir genç iş insanı desem; hayır, daha derinlikli imgeler çağrıştırıyor… Hermafrodit (çift cinsiyetli) diyeceğim geliyor, fakat bu yakıştırma da oldukça ucuz ve yüzeysel kalacaktır kahramanımızı tanımlamak için. Onu, tarihsel köklerinde araştıran bir kültürel ve ideolojik bütünsellikte anlama çabasına ihtiyaç var sanki…

Pırpır, kitsch, sportmen, hermafrodit filân derken birden Hermes geliverdi aklıma! Bildiğimiz Hermes; Yunan mitolojisinde baş tanrı Zeus'un habercisi. Olympos tanrılarının en kurnazı, en hızlısı. Düşlerin efendisi, kapıların bekçisi, karanlıktaki casus olarak da onurlandırılıyor hikâyelerde. Zeus’un her zamanki kaçamaklarından birinde denk geldiği Pleiades olarak bilinen yedi dağ perisinden biri olan Maia’dan peydahladığı oğlu.

Hermes, Yunan tanrıları arasında en cevvâl ve enerjik ilah olarak geçer. Bu yüzden de ticaretin, hilekârların, sınırların ve seyyahların kollayıcısı olarak da niteleniyor. Şaka yapmayı seven, güzel ve atletik bir genç adam olarak tasvir edilen Hermes, sandaletlerindeki (ya da ayaklarındaki) kanatları sayesinde Zeus’un verdiği görevleri bir çırpıda yerine getirebiliyormuş.

Mitolojik tasvirlerde, Hermes, Caduceus (Kadüse) isimli büyülü bir asa tutar elinde. Bu asa sayesinde ölümlüleri uyutup ruhlarını yeraltı dünyasına taşır. Ateş çıkarma, insanları derin uykuya daldırma, uyuşturma gücüne sahip olan asanın anlaşmazlık içinde olanları uzlaştırma gücü de var… Kökleri Doğu mitolojisinde de görülebilecek iki yılanlı bu asa figürünün tüm dünyada tıp sembolü olarak kullanılmaya başlanmasının biraz da yanlışlıklar vesilesiyle olduğuna ilişkin rivayetler olsa da, bu Hermes’le asası bizi fazla oyaladı sanırım! Şimdi biz asayı bir yana koyup yeniden fotoğraftaki postmodern kahramanıza dönelim.

Evet, bu “postmodern kahraman” yakıştırması iyi oturdu: Kahramanımız Hermes!.. Baba tanrı Zeus’un önemli haberlerini biz ölümlülere ulaştırma işinde görevli elemanı. Onun kurnaz, dinsel ve lejyoner simgeler kuşanmış yardımcısı, karanlıktaki casusu, kapılarının bekçisi… O da yeterince güzel ve atletiktir işte! Bakın; babası Zeus çağımıza uygun kanatçıklarını da yerleştirivermiş çoraplarına. (Sanki bir Adidas sponsorluğu da çağrıştırıyor ya, neyse artık. Postmodernitede “her şey uyar” nasıl olsa.) Hermes, kendinden emin, eteklerini uçuşturarak yeni görevlere gidiyor…

Asası nerede peki? Hani o gerektiğinde ateş de çıkaran, insanları derin uykuya daldırma, uyuşturma gücüne sahip olan asası? Anlaşmazlık içinde olanları uzlaştırma marifeti de olan asa, hani?.. İşte o da kahramanımızın elindeki ünlü Hermes model çantasının içine el çabukluğuyla katlanıp yerleştirilmiş olmalı. Evet, iş çantası da kostümü tamamlıyor. LGBTI flaması taşımaya gerek bırakmayan pek modern bir feminen estetik cinlik.

Çantada ayrıca gökkuşağı renkleriyle bezenmiş yanar döner parıldayan iş aletleri de var. Acil durumlarda Hermes çantasından asasını çıkartıp ucuna o gökkuşaklı yanar döner flamaları yerleştiriyor kahramanımız. Ardından uyuşturulması, derin uykulara yatırılması, uzlaştırılması gereken her meşrepten bir araya toplaşmış kalabalıkların arasına dalıp tepelerinde sallıyor bayrağını, efsunlu cümlelerini mırıldanarak… Ateş çıkartılması gerekiyorsa da ne gam; asanın diğer ucu ne güne duruyor!..

Her kültürel tasarım kendisine tarihsel kökler arar, bulur, onlara ilişkin imgeler oluşturur ve onların üzerinde yükselir. Ve ne kadar dağınık, saçma, anlamsız görünürse görünsün yarattığı simgelerle, büründüğü biçimlerle, estetik ve ideolojik devamlılığıyla meraklı kulaklara sessizce bir şeyler fısıldar. İlahî Hermes! Bağırma, duyuyoruz seni!..

*Kitsch (Kiç): Tüketicilerinde (seyreden, izleyen, dinleyen, okuyan, bakan kişilerde) estetik etki yaratan ancak herhangi bir sanat akımı kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmayan ürünleri ifade eden bir sanat terimidir. Genellikle var olan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak, ifade etmek için kullanılmıştır. (Vikipedi)

Güncel