Mustafa Fazıl Paşa, 1866 yılında Abdülaziz’e Paris’ten bir mektup gönderdi. Muhtemelen Genç Osmanlıların da katkısıyla hazırlanan mektup, 1865’te Cemiyet-i Hamiyet’i kuran Namık Kemal’in aralarında bulunduğu kadro tarafından İstanbul’da da dağıtıldı.
Mektupta vatansever duygularla birtakım uyarılarda bulunulurken aslında padişahı yermekten de ziyade bir program ortaya konuyor ve bu programın uygulanmasının zorunlu olduğu fikri işleniyordu. Aksi takdirde, gidişatın iyi olmadığı ve geçmişi yüzyıllara varan kudretli imparatorluğun dağılacağı, bu dağılma sonucunda da, bu büyük milletin daha fazla zalimliklerle karşı karşıya kalacağı öngörülmüştür.
“Padişahların sarayına en zor giren şey doğruluktur” cümlesiyle başlayan mektup, halkla padişahlık makamının ne kadar kopuk olduğunu ve padişahların doğruları görmesini engelleyen bir dalkavuk takımının var olduğunu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır.
Mektupta zalim olarak adlandırılan devlet yöneticilerinin halka zulmettiğinden bahsedilmiş ve görevi vatandaşın sorunlarını çözmek olan devlet görevlilerinin, bunun tam aksine vatandaşı sorun olarak gören, elindeki yetkileri kötüye kullanarak zulmeden yaklaşımı çok sert şekilde eleştirilmiştir.
Mektup, Osmanlı’yı zora sokan ahlaki bozulmanın giderek arttığının altını çizmiştir. Mektupta, devletlerin ayakta kalabilmesinin koşullarından belki de en önemlisinin ahlak olduğu saptaması yapılarak aslında tarihsel bir uyarıda bulunulmuştur. Mektuba göre bu bozulmalar devlette büyük zafiyete yol açmıştır ve bunun kökeninde, bilimsel eğitimin olmayışının doğal bir sonucu olarak toplumsal cehalet yatmaktadır. Mustafa Fazıl Paşa, Avrupa’daki gelişmiş ülkelerden örnekler vererek, toplumsal bilincin yukarıya çıkarılabilmesinin tek yolunun, insana yapılan yatırım olan eğitim olduğu gerçeğini vurgulamıştır.
Bahsettiklerimizin dışında, mektupta göze çarpan çok önemli bir ayrıntı da laikliktir. Mustafa Fazıl Paşa, mevcut koşullara göre döneminin çok ötesine geçen bir hassasiyet ile laik bir yönetim anlayışının devlette egemen olmasını önermiştir. Ona göre, din, dünya işlerine müdahale ettiği sürece, en büyük zararı toplum görecektir.
Mektubun yazılmasından sonra Namık Kemal, Ziya Bey, Ali Suavi, Mehmet Nuri Bey, Reşad Bey, Agâh Efendi yurt dışına çıkmak zorunda kaldılar. Yurt dışında Genç Türkiye Partisi (Parti de la Jeune-Turquie) oluşturuldu ve bir tüzük yazıldı. Partinin amacı Prens Mustafa Fazıl Paşa’nın mektubundaki amaçları hayata geçirebilmekti.
Bilindiği kadarıyla tüzüğün kopyası bugün mevcut değildir. Fakat 1876’da Meşrutiyet’in ilanından sonra Le Temps adlı Fransız gazetesinin 1 Haziran 1876 tarihli sayısında tüzük yayımlanmıştı. Aşağıda bu tüzüğün çevirisini sunuyoruz.
Tüzükte Yönetim Kurulu üyesi ve yurt dışı temsilcisi olarak Simon Deutch adı geçiyor. Deutch, Avusturyalı bir sosyalist ve Enternasyonal üyesidir. Paris Komünü’nde de yöneticilik yaptı. Diğer yönetim kurulu üyeleri Ziya Bey ve Namık Kemal gibi Cemiyet-i Hamiyet’in önde gelen isimleridir.
Madde 1:
Genç Türkiye Partisi’nin kuruluş amacı;
a) Prens Mustafa Fazıl Paşa'nın, sultana yazdığı mektupta belirtilen reformcu programını gerçekleştirmek, bunun için Osmanlı İmparatorluğu'nu tüketen ve baskı altında tutan rejimi ve yöneticilerini devirmek,
b) Türkiye'deki Hristiyan nüfusunun özgürleşmesiyle Doğu'daki Rus nüfuzunu ortadan kaldırmaktır.
Madde 2:
Genç Türkiye’nin kendi önderi, kendi yönetim kurulu, kendi asker ve sivil memurları, kendi genel merkezi vardır.
Madde 3:
Önderi, yönetim kurulu başkanı Mustafa Fazıl Paşa'dır.
Madde 4:
Paris ve Londra’da bulunan yönetim kurulu üyeleri Ziya Bey, Agah Efendi, Kont L. P., Kemal Bey ve Simon Deutch'tur.
Madde 5:
Özellikle Osmanlı İmparatorluğu’nun iç işleriyle görevli olan yönetim kurulu üyeleri E. Ziya Bey ve Agah Efendi'dir.
Madde 6:
Özellikle uluslararası ve diplomatik meselelerle görevli olan yönetim kurulu üyeleri, Kont L. P. ve Simon Deutch’tur. Her ülkeden temsilciler atarlar.
Madde 7:
Yönetim kurulu merkezi Paris ve Zürih'tir. Yönetim Kurulu hızla bir anayasanın hazırlanması ve ordunun yeniden teşkilatlanması üzerine çalışacaktır.
……………..
Madde 10:
İstanbul kurulunun asli temsilcisi/ Baştemsilcisi M. J. B. B'dir.
Eğer Genç Türkiye’nin menfaatleri Prens Mustafa Fazıl Paşa'nın İstanbul'da bulunmasını gerektirirse, İmparatorluğun başkentinde bulunarak Genç Türkiye’nin çalışmalarına büyük bir katkı sağlamak amacıyla İstanbul’a dönüşü için Sultan’dan müsaade elde edecek şekilde çalışılacaktır.
………….
Madde 12:
Prens Mustafa'nın, bu büyük teşebbüsün başarıya ulaşmasından önce vefat etmesi halinde, M. K. Z (Kemal ve Ziya Beyler) ve İstanbul kurulunun üyeleri, Osmanlı’nın yeniden canlanma davasının dahili ve harici düşmanların üstesinden geleceği güne kadar, faaliyetlerinde tespit edilmiş planı izleyecektir.
Bu evrakın altında derkenar ve imza bulunmaktadır.
Mustafa Paşa tarafından tasdik edilmiştir.
Paris, 30 Ağustos 1867