Yapay Zeka tartışmalarında sınıf mücadelesi gerçeği - Slavoj Žižek’e itirazlar

Ali Alsaç
Teori Yazı Kurulu Üyesi

Yapay Zekâ konusunda yazılan, çizilen metinler genellikle “kaygı, korku, dehşet” türünden duygularımızı hareketlendiriyor. Bilim kurgu filmlerin son yıllarda olmazsa olmazı zaten Yapay Zekâ. Toplumun çeşitli katmanlarında süren tartışmalarda karamsar, karanlık distopyaların zihinlerde bıraktığı etkinin izleri dikkatimi çekiyor. İnsan türünün aşağılandığı, biyorobotlar için hammadde olarak kullanıldığı; doğanın renksiz, donuk, canlılık türlerinin tükendiği, metal yığınlarının göğü kapladığı insana ait hiçbir değerin yaşamadığı enteresan anlatımlar bahsettiğim karanlık, karamsar distopyaların ortak noktalarıdır. Bir diğer ortak nokta ise kaygılı sesleri özellikle Amerika’dan yükselmesidir. NeoHollywood diyeceğim Netflix aracılığıyla “kaygı, korku, dehşet” türünden her türlü duyguyu besleyen filmlerle tüm dünyada Yapay Zeka konusunda hassasiyet oluşturdular. Durum ya da olaya gerçekçi bir fiziksel tehdit olarak bakılıyorsa korku, fizikselliğin dışında düşünceler üretiliyorsa kaygı yaşanır.[1]

Zizek’in yazımıza konu olan makalesinin başlangıcında bahsettiği The Future of Life Institute yani Yaşamın Geleceği Enstitüsü[2] , “We call on all AI labs to immediately pause for at least 6 months the training of AI systems more powerful than GPT-4.” vurgusuyla bir açık mektup yayınladı. Türkçe özü şu, Yapay Zekâ laboratuvarlarının GPT-4’ten daha güçlü eğitilebilecek yapay zekâ projelerini 6 ay süresince durdurmalarını istiyorlar. Yazıyı yazdığım şu dakikalar içinde The Future of Life’ın ilgili kurumsal sitesinde açtığı imza çağrısına katılımın 27.573 olduğunu görüyorum ama burada mesele imza sayısı değil. İsim vererek reklamlarını yapmak bile istemediğim emperyalizmin teknokratları, sözde bilimcileri, uzmanları vs. imzalarını ve destek açıklamalarını derhal ilettiler. Zizek’in kaygılı elitlerinin endişelerini gidermek için 6 ay yeter mi bilemem ama bu tartışmalar içinde Amerika’nın psikolojik üstünlük elde etmek için planlı bir içerikle bu tartışmaları başlattığını düşünüyorum. Bal gibi biliyoruz ki bu tartışmalardan Amerika’nın yönlendireceği bir sonuç elde edilemez. Ancak Elon Musk’ların reklamı yapılır, Amerikan teknoloji şirketlerinin reklamı yapılır, borsa değerleri artar ve perde arkasındaki daha derinlikli Amerika müesses nizamının psikolojik savaş oyununa hizmet edilir.

Buna karşılık dahil olduğum tartışmalarda ortaya şu soruyu bırakırım mutlaka, “İnsanlık ve doğa için umutlu bir gelecek senaryonuz yok mu?” Bu soruyu kendime de soruyorum çünkü aradığım cevaplar içerisinde “kula kulluk”, “sömürü”, “emperyalizm” gibi insanlığın aşması gereken engellere, tehditlere karşı bir olanak olarak yapay zekâ destekli otomasyon öne çıkmaktadır. Bilimsel sosyalizmi benimsediğim için emperyalizmin yeryüzündeki baskısının sona erdirilmesini öncelik olarak düşünüyorum. Kapitalist yollardan gidilecek bir insanlık geleceğinin olmadığını görüyorum. Tartışan tarafların kendi örneğimde açıkladığım gibi bir dünya görüşleri bulunmaktadır. Hangi sınıfın tarafında olduğun tartışamaya rengini verecek başlangıç durumudur. Ezilen ulusların tarafında olanlarla Amerika’nın başını çektiği emperyalist odakların dümen suyuna gidenler Yapay Zeka’nın geleceği ya da İnsanlığın Geleceğinde Yapay Zekâ düzleminde yürüyecek tartışmalarda aynı hassasiyetleri taşımayacaklardır.

Slavoj Zizek[3] işte bu noktada rengini belli ederek, “Sınıf çatışmasından daha radikal sonuçları olacak” diye tartışamaya boyut kazandırmak yerine müesses nizamın Lethe[4] nehrine kâğıttan gemiler bırakıyor Oksijen Gazetesi’ndeki köşesinde. Aslında bu fikir popüler tarih kitaplarıyla tanınan Yuval Noah Harari[5]’ye ait. Harari’nin Yapay Zeka hakkındaki fikirlerini incelediğimizde neden sınıf çatışmasını geriye iten bir yaklaşıma sahip olduğunu anlıyoruz.[6] Yazımızın başrolünde Harari olmadığı için burada tam teşekküllü bir Harari eleştirisi yazmayacağım ama Zizek’e kadar uzanan neoliberal tarih ve gelecek okumasına da bir cevabımız olmalıdır. Yapay Zeka doğrudur bir çok mesleği gelecekte etkisiz hale getirecek ama bir o kadar belki de daha fazla mesleği ya da uğraşıyı ortaya çıkaracaktır. Ancak bu durum sınıfları ortadan kaldıracak bir hıza ve toplumsal derinliğe hemen ulaşmayacaktır. Yani sınıf çatışmaları devam edecektir. Toplumsal hiyerarşi üretim ilişkileri ile belirlenecektir. Harari’nin belirttiği gibi “Yapay zeka, Silikon Vadisi ve Bangalore gibi yüksek teknoloji merkezlerinde muazzam bir zenginlik yaratırken, Honduras ve Bangladeş gibi ucuz işgücüne dayanan az gelişmiş ülkelerin ekonomilerini mahvedebilir. ABD'li seçmenler, teknoloji devleri Amazon ve Google'ın ABD'deki işleri için ödedikleri vergilerin Pennsylvania'daki işsiz kömür madencilerine ya da New York'taki işsiz taksi şoförlerine maaş bağlamak için kullanılması gerektiği konusunda hemfikir olabilirler”. Sınıf çatışmasının en keskin olacağı zamanlara giriyoruz. Harari bu fikri endişeyle görüyor ama her neoliberal gibi görmezden gelerek meseleyi tali yola çıkarıyor; “Yirmi birinci yüzyılda bilgi teknolojileri ve biyoteknolojinin birleşmesiyle ortaya çıkan zorluklar, buharlı makineler, demiryolları, elektrik ve fosil yakıtların ortaya çıkardıklarından daha büyüktür. Modern uygarlığımızın muazzam yıkıcı gücü göz önüne alındığında, daha fazla başarısız model, dünya savaşı ve kanlı devrimi kaldıramayız. Bu kez daha iyisini yapmak zorundayız”. Emperyalizmin elindeki kitlesel imha silahlarına karşı insanlığın devrimci çözümlere yönelmesi, çok kutuplu dünya sistemi ile ezilen ulusların medenileşme yollarının açılması, emperyalizmin vekalet savaşlarının kanattığı yaraların sarılması Harari’nin tarih anlatıcılığında görülmeyen yaklaşımlardır. Harari’nin gelecek öngörülerindeki karanlık senaryoların suçlusu olarak yapay zekayı ortaya atması tam bir kolaycılık. Sistem eleştirisi yapmıyorlar. Daha iyi bir sistemin Asya Çağı ile gelme ihtimalini tartışmıyorlar bile.

Zizek sınıf çatışmasını reddeden bir düşünür değil. Toplumun üretim ilişkileri temelinde sınıfsal yapılardan oluştuğu bir bilimsel gerçekliktir. Kavramsal düzeyde nüans içeren tartışmalar yapılabilir, bu inkâr anlamına gelmez. Yapay zeka, sınıf çatışmasından daha radikal sonuçlar doğuracağı fikri toplumsal ilişkilerdeki sınıfsal mücadelenin belirleyiciliğini önemsizleştiriyor. Zizek’in yazısının genelinde sınıfsal çelişkilerden bahsedilmeden konunun tartışmalardaki güvenli alan olan Yapay Zeka destekli teknolojilere getirildiği görülmektedir. Yapay Zeka destekli teknolojileri anlatmaya başlarsak sonu gelmez. Oysa Zizek’ten ya da işin felsefesini tartışan düşünürlerden beklenen işin özüne inmeleridir. Yani güvenli alandan ayrılıp daha radikal yani köktenci talepler ve buna bağlı devrimsel dönüşümlere değinmeleri. Biz bu boşluğu doldurmak için yazımızda Zizek’in söyleminin aksine; Yapay Zeka’nın işçi sınıfını özgürleştirmek için olağanüstü olanaklar sağlayacağını, kula kulluk düzenini sarsacağını ve emekçi sınıfların mücadelelerinin geleceğinde yapay zekâ destekli otomasyon ile bolluk düzeni geleceğini insanların artık birçok üretim alanında çalışmak zorunda olmayacağını ve ihtiyaçlarını Yapay Zeka destekli üretim toplumunun sağlayacağını öngördükleri bir düzleme taşımalarını öneriyoruz. Ütopyamda kendiliğindenciliğe, kaderciliğe yer yoktur. Yani yukarıda paylaştığım iyimser öngörülerin toplumsal mücadeleler sonucu elde edileceğinin altının kalın çizgilerle çiziyorum.

Ana çerçeveyi çizdikten sonra Zizek’in sol literatürden faydalanarak yazımıza konu olan makalesinde okuyucuyu yönlendirdiği neoliberal tuzakları göstermek artık daha kolaylaştı. Artık Yapay Zeka destekli bir paylaşım ekonomisinin ve buna bağlı toplumsal yapılanmanın kurulabileceğine yönelik bir bilinç oluşturduk. Bu bilinç bizim için tuzaklardan sakınmak için en önemli rehber olacaktır.

Zizek’in yazısında bahsettiği fütürist kuruluşlara da burada değinmek çok önemli bir zorunluluktur çünkü bu fütürist kuruluşların Amerikan hegemonyası içinde özel bir yeri vardır. Neoliberalizmin beslendiği ideolojilerin dünya genelinde özellikle yüksek eğitimli insan toplulukları arasında yayılmasında katkıları olduğu söylenebilir. The Future of Life Institute örneği üzerinden tespitimizi açıklamak uygun olacaktır. Açık Toplum Vakıfları[7] türünden çeşitli kuruluşlar dünyanın çeşitli bölgelerinde Amerika’nın silahla ya da yaptırımla müdahalesi için altyapı hazırladıklarına yönelik yeterli sayıda yaşanmış olaya dayalı kanıtlara sahibiz. Yapay Zeka çalışmalarının şeffaflaşması talepleriyle Amerikan emperyalizminin hükümetler üzerinde baskı kurduğu vakıfların faaliyetleri tabi ki eşdeğerde değildir. Ancak Zizek’in neoliberal tuzaklarından biri de tam olarak bu kuruluşun “açık” mektubuna dayanarak kendini gösteriyor. Diyor ki, batının açık toplum devletleri The Future of Life Institute binlerce aydının imza attığı Yapay Zekâ çalışmaları duraklatılsın çağrısına uyar ama Çin, Rusya, Hindistan gibi kapalı toplum devletleri gizlice çalışmalarına devam ederler. Bakınız işte benim tuzak diye uyardığım kısma geldik. Batı tarzı gelişmeyi medenileşmenin temeli gören batı merkezli dünya görüşünü savunan neoliberallerin toplumlara yaydıkları fikre bakın, her konuda olduğu gibi Yapay Zekâ teknolojilerinde de Çin ve Rusya kötülemesi.

Zizek’ten al haberi diyebileceğim Çin ve Rusya kötülemesine geçenlerde koşu esnasında dinlediğim Özgür Mumcu ve Eray Özer tarafından sunulan bir podcast[8] yayınında rastladım. Zizek’le hemen hemen aynı cümleleri kurdular. Bakın işte aydınlar topluma bir fikri ilettiklerinde bunların yayılma hızı artık sosyal ortamların genişliği nedeniyle artık oldukça yüksek ve bu ortamlar emperyalizmin kontrolü altındadır. Aksi fikirleri sansürlediklerine defalarca tanık olduk.

21 Nisan 2023’te Nikkei Asia[9]’da çıkan bir haberde şöyle deniliyor, “Microsoft başkanı Çin'i ChatGPT'nin yakın rakibi haline geldiği konusunda uyardı. Brad Smith, AI inovasyonunun demokrasileri savunmak için kullanılabileceğini söylüyor.”.

7 Haziran 2022 tarihli Futurism sitesindeki, “Çin, Parti Sadakatini Tespit Etmek İçin Bir Yapay Zeka Geliştirdiğini Söyledi” başlığıyla verilen haber Radio Free Asia’yı kaynak gösteriyordu. Futurism sitesinin haber kaynağı CIA’ya yakınlığı bilinen bir kara propaganda sitesi.  

16 Mart 2023 tarihinde Harvard Üniversitesi himayesindeki The Harvard Gazette’de çıkan haber ise “Çin'in yapay zeka konusunda neden avantajı var, antik imparatorlar bize Xi Jinping hakkında ne söylüyor?” başlığıyla yayınlanıyor. Burada doğrudan hedef alınan isim başlıktan da anlaşılacağı gibi Xi Jinping oluyor. Çin’in yapay zeka teknolojilerini överek başlayan yazı Xi’nin devlet kademelerinde yolsuzluk soruşturması yürütürken çok acımasızca davrandığına vurgu yapıyor. Amaç emperyalizme karşı direnen insanlığın en önemli müttefikini itibarsızlaştırmak olunca neoliberal kalemlerin yapay zeka ile başlayıp yolsuzluğa karşı sıfır tolerans politikalarına sataşmalarına kadar varması bir tezat içermiyor. Şaşırmıyoruz.

Zizek’in dile getirdiği bir gerçek var, ilk söyleyen tabi ki kendisi değil ama doğrudur. Şöyle ki teknolojinin feodal beyleri diye nitelendirdiği gruplar arasındaki yapay zeka tartışmalarında yaşananları bir blöf durumuna benzetiyor üstü kapalı da olsa. Bu da önemli bir noktadır çünkü bu teknoloji şirketleri devletin dijitalleşmesinde aktif rol oynuyorlar ve bunun karşılığında bir çeşitli maddi ve diğer çıkarlardan faydalanmak istiyorlar. Hatta ganimeti paylaşmak diyebiliriz. Evet önümüzdeki bu süreli teknolojik dönüşüm çatışmasında insanlığın güçlü ve kamucu devlete olan ihtiyacı artacaktır. Emperyalizmin güdümündeki paravan şirketlerin insanlık üzerinde tam hakimiyet sağlamak için kurguladığı örtülü operasyonu ancak örgütlü ve bilinçli devrimci bir parti öncülüğünde ve kamucu devletin gücüyle dengeleyebiliriz.

Zizek’in bir diğer tespiti kapitalizmin sonuna gelindiğidir. Şöyle bir dünya genelindeki gelişmelere bakıldığında özellikle kapitalizmin ilan edildiği başkentlerde bile sistemin insanlığın ezici çoğunluğu için yaşam gücü sağlayamadığı, çökmekte olduğu görülüyor. Dolarizasyon tasfiye ediliyor. Çok uluslu, çok kutuplu işbirliği örgütleri devletlerin bir arada dünyanın geleceğine yönelik çözümler üretmesini sağlıyor. Atlantik merkezli örgütler ise giderek etkisizleşiyor. BRICS örneği günümüzü anlatan en özlü birlikteliklerden biri olarak tarih sahnesinde parlamaya başlamıştır. Aydınlık gazetesinin 24 Nisan 2023 tarihli haberine göre BRICS’in ekonomik gücü G7’yi geçmiştir.[10] Zizek ya yeni bir komünizm ya da kontrolsüz kaos diyerek insanlığın önündeki süreci karamsar da olsa ifade ediyor. Neoliberaller yeni kavramını kullanırken geçmişin mücadelelerini küçümsemektedir. Niyet okumak gibi anlaşılacağı için Zizek’in yeni komünizmini bu anlamda değerlendirmeyeceğim. Zaten her ikimizin de ömrü yeterse bu konularda tekrar karşılaşacağız. Evet, insanlığın önünde yeniler var. Bunu da neoliberallerin küçümsediği Asya ve özellikle Çin öncülüğünde Rusya, Hindistan, İran, Afrika, Güney Amerika, Türkiye ve batı ülkelerindeki ulusalcıların, ilericilerin buluşması ile gerçeğe dönüşeceğini öne sürüyoruz. Sürecin bu yönde ilerlediğini de görüyoruz. Kuşak Yol projesi bunun en güzel örneğidir.

Emperyalizmin kontrollü kaos ile hedef ülkeleri, coğrafyaları kargaşaya ittiği ve sonrasında çeşitli yollarla müdahale ettiği bilinmektedir. Kontrollüsü buysa kontrolsüzü nedir bu kaousun? Zizek ne kastediyor bunu açıklamıyor ama bizim bir fikrimiz var. Amerika çökerken çılgınlıklar yapabilir. Kontrolden çıkan insanlık değil emperyalizm olacaktır. İnsanlığın rolü ise emperyalizmin kontrolsüz kaosuna karşılık halkçı, kamucu iktidarları iş başına getirmek ve emperyalizmi mahv ve nabut edecek Çin öncülüğünde Rusya, Hindistan, İran, Afrika, Güney Amerika, Türkiye ve batı ülkelerindeki ulusalcıların, ilericilerin birleşmelerini sağlamak olacaktır.

İnsanlığın önünde emperyalizme karşı mücadele, kapitalizmi aşma gibi hedefler dururken Amerika’nın öncülüğünde uzaylılarla savaşmak gibi bir gündemimiz olamaz. Sistem içinde kalanların düşüncelerinin sınırını da sistem belirler. Zizek sistem içinde bir düşünür. Böyle olunca felsefi derinliği Lacan[11]’ın efendisine aşık ama sadece kendisine efendilik yapmasını isteyen histerikler gibi davranmaya layık gören bir sığlıkta kalıyor. Devrimciler kula kulluk düzenini değiştirmek için yapay zekayı bile bir aşama olarak kullanmayı düşünmeliler. Neoliberal karanlık distopyalardan ayrıldığımız en önemli nokta bu olacaktır

 

[1] Özer, A. K. (2017). Kaygı–Sınanma Duygusuyla Baş Edebilme (8. basım). İstanbul: Aura Kitapları.

[2] https://futureoflife.org/open-letter/pause-giant-ai-experiments/

[3] Slavoj Žižek, “Sınıf çatışmasından daha radikal sonuçları olacak”, Erişim: 23.04.2023 https://gazeteoksijen.com/project-syndicate/sinif-catismasindan-daha-radikal-sonuclari-olacak-175670

[4] Lethe, Yunan mitolojisi'nde yeraltı dünyasında akan nehirlerden biridir. Bu nehrin suyundan içen gölgeler (ölülerin ruhları) dünyada yaşamış oldukları geçmiş fani hayatlarına dair her şeyi unuturlardı.

[5] Yuval Noah Harari is in the Department of History, Hebrew University of Jerusalem.e-mail: ynharari@mail.huji.ac.il

[6] Harari, Y. N. (2020). The world after coronavirus. Financial times, 20(03), 2020.

[7] https://www.opensocietyfoundations.org/

[8] Podcast Bölümü, Özgür Mumcu ve Eray Özer’le Yeni Haller, Yapay Zeka 2, Erişim:  22.04.2023 https://open.spotify.com/episode/5kgRicOFY37GNH9ci7Z8UZ

[9]Microsoft president warns China becoming close rival of ChatGPT, Erişim: 23.04.2023  https://asia.nikkei.com/Business/Technology/Microsoft-president-warns-China-becoming-close-rival-of-ChatGPT

[10] Dünya dengeleri temelden değişiyor: BRICS’in ekonomik gücü G7’yi geçti , Erişim: 24.04.2023 https://www.aydinlik.com.tr/haber/dunya-dengeleri-temelden-degisiyor-bricsin-ekonomik-gucu-g7yi-gecti-384015

[11] Dr. Jacques Emile-Marie Lacan (13 Nisan 1901- 9 Eylül 1981)

Yapaz Zekâ
Etiketler
yapay zeka; zizek; sınıf mücadelesi