Kuantum Teorisinden Türkiye’nin gerçeğine-1

Ferit İlsever

Maddenin yapıtaşı atom. Atom, proton ve elektron diye adlandırılan artı ve eksi zıt kutuplardan oluşuyor. Ayrıca protonun bulunduğu atom çekirdeğinde yüksüz eleman nötron da yer alıyor. Maddenin yapıtaşı atom olunca, atomlar zıt kutuplardan oluştuğu için, maddenin kendisi de genel ifadeyle zıt kutuplardan oluşuyor. Birbirini iten ve çeken kuvvetlerden. Hareketi de bu kuvvet çatışması yaratıyor. Maddeyi oluşturan bu iki yön, atomlardan oluştuğu için, kendi içlerinde atomların ana özelliği olan artı, eksi kutuplaşmasını taşıyor. Böylece atomların Kuantum Doğası, maddenin bu iki yönüne de damgasını vurmuş oluyor. Dolayısıyla, maddenin bu iki yönüne özetle, eski ve yeni yön diyebiliriz. Çünkü biliyoruz ki, her madde için zıtların birliği geçicidir, nicelik değişimini oluşturur. Bu değişim, yeni yönün güçlenmesine, eski yönün zayıflamasına ve inisiyatif yitirmesine doğrudur. Bu değişimi sağlayan en önemli gerçek, yeni ve eski yönü oluşturan atomların yaşadığı değişimdir. Her iki yönün de hareketini sağlayan temel unsur, bu yönleri oluşturan atomların çekirdeklerindeki atom altı kuark parçacıklarıdır. Çekirdek, atomun kütlesinin yüzde 99’unu, kuarklar ise, çekirdeğin kütlesinin ancak yüzde 1’ini oluşturur. Çekirdeğin kütlesinin geri kalanını ise, kuarkların kinetik enerjisi sağlar. Böylece, maddenin oluşumundaki temel hareket noktasına geliyoruz. Einstein’in E = mc2 formülü, Kuantum Fiziğinde “Enerji madde demektir” diye tanımlanır ve bu gerçek kanıtlanmıştır. Kuarkların sahip olduğu kinetik enerji, Einstein’in bu formülüyle, maddenin oluş nedenini de açıklar.

Kuarklar kuşkusuz eski yönün de yeni yönün de bir atom altı parçacık gerçeğidir. Yani, yarattıkları enerjiyle, her iki yönün de değişmesinde rol oynarlar. Kanımca maddenin nitelik değişmesinde en önemli etken, kuarkların oluşturduğu dinamiktir. Kuarklar Zayıf Etkileşim yoluyla, eski ve yeni'de nicelik değişiminin önünü açar. Zayıf Etkileşimin, evrendeki dört temel kuvvetten biri olduğunu hatırlatalım. Atomlarda proton, 2 yukarı, 1 aşağı kuarktan oluşur. Nötron ise, 2 aşağı, 1 yukarı kuarktan... Eski yönü oluşturan atomlar, W bozonu yayarak veya soğurarak, yukarı kuark türlerinden birini ( yukarı, tılsım, üst), aşağı kuark türlerinden birine ( aşağı, garip, alt) dönüştürebilir. Böylece giderek eski yönün protonu nötrona dönüşmektedir. Yeni yönü oluşturan atomlar ise, W-sanal parçacığı yayarak, nötrondaki aşağı kuarklardan biri, yukarı kuarka bozunur ve nötron protona dönüşür.

Kuşkusuz yeni ve eski yönlerde bu bozunmaların tersi de yaşanmaktadır. Yani, eski yönde nötronun protona, yeni yönde ise, protonun nötrona dönüşmesi olgusu... Ancak bunlar kısmi ve geçicidir. Asıl olan yeni yönün giderek, atomun geleceğini şekillendiren proton özelliğinin güçlenmesidir. Böylece kuarkların yaydığı kinetik enerji de yükselir ve bu enerji yeni maddenin oluşmasında başrolü oynar.

“Başrol” diyoruz. Çünkü Kuantum Teorisyenleri bu görüşümüzün tersini, maddenin şekillenmesindeki en önemli etmenin, güneş ışığından kaynaklanan fotonların, atomun elektronlarını daha yüksek enerjili bir üst katmana sıçratması olduğunu söylerler. Evet, elektronlar atom çekirdeğinin etrafında en çok yedi yörüngede dönerler. Her yörüngenin enerjisi farklıdır. Çekirdekten uzaklaştıkça enerjileri artar. Elektronlar gerçekten de güneş ışınlarından kaynaklanan fotonları soğurarak, bir üst enerjili yörüngeye sıçrar. Fotondan bu iki yörüngenin enerji farkı kadar enerjiyi soğurur. Bu olaya Absorpsiyon Spektrumu deniyor. Elektron sıçradığı yüksek enerjili katmanda fazla durmaz ve eski katmana geri döner. Bu sırada aldığı enerjiyi ışık olarak aynı miktarda geri yayınlar. Buna da Emisyon Spektrumu deniyor.

Kuantum Teorisyenleri genellikle maddenin nitelik değişimini, enerjinin bu nicelik değişimiyle açıklarlar. Yarın biz de gerçeği açıklamaya devam edeceğiz. Bugünkü giriş yazımızı, maddenin bu çelişmeli durumunun toplum maddesine nasıl yansıdığını özetleyerek tamamlayalım. Yukarıda özetlediğimiz yeni/eski çelişmesi, bütün maddelerde olduğu gibi, toplumlarda da süreci belirleyen temel çelişmeyi oluşturur. Kuarkların çatışması ise, maddeyi ve toplumları oluşturan diğer çelişmelerin varlığını ve gelişmesini belirleyen özelliğiyle, baş çelişmeyi oluşturur.

İdeolojiler