Geçtiğimiz günlerde BBC’ye konuşan cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Rusya’yla değil Batı’yla ilişkilere öncelik vereceklerini söyledi. Erdoğan’ın Putin’e yakın politikalarını “otoriter” olmasıyla ilişkilendirdi.
Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından 2022 içinde yayınladığı videolarda, “Beşli Çete” adını verdiği şirketleri Rus monarklara benzetmiş, bu şirketlerin Rus monarklarla aynı Batı muamelesine muhatap olacaklarını söylemişti.
Rusya’nın Ukrayna operasyonları sonrasında Avrupa Birliği Putin ve Rus liderleri savaş suçlusu ilan etti ve yargılanmaları için uluslararası özel mahkeme kurulması için çağrı yaptı. AB’nin bu konudaki kararlarındaki ilgili maddelerinin çevirisini makalenin sonuna ekledim.
Kılıçdaroğlu’nun Rusya’ya karşı Batı tercihi, Avrupa Birliği’nin bu maddelerde yer alan çağrısına olumlu cevap vermek anlamına da geliyor. Olumlu cevabın Türk -Rus ilişkilerinde yaratacağı kriz, soğuk savaş dönemindekinden daha tehlikeli gerginliklerin nedeni olabilir.
Avrupa, Rusya’nın Ukrayna operasyonunu kendisine ve liberal değerlerine yönelen saldırı olarak algıladı. Versailles’da 10 ve 11 Mart 2022 tarihinde Avrupa Birliği üyesi ülkeler devlet ve hükümet başkanları düzeyinde yapılan toplantı sonrasında yayınlanan bildiride şu cümleler yer almıştı:
“Rusya’nın saldırı savaşı Avrupa tarihinde tektonik bir kayma yarattı. Versailles’daki toplantımızda Avrupa’nın bu yeni gerçeklikte sorumluluklarını nasıl yerine getirebileceğini, vatandaşlarımızı, değerlerimizi, demokrasimizi ve Avrupa modelimizi nasıl koruyabileceğimizi tartıştık.”[1]
Avrupa Parlamentosunun 6 Ekim 2022 tarihli “Russia’s Escalation of its War of Aggression against Ukraine”[2] başlıklı kararının 22. maddesinde birlik üyesi devletler, “Ukrayna topraklarında 20 Şubat 2014’den itibaren işlenen savaş suçları” hakkında uluslararası mahkemelerin delil toplamasına yardımcı olmaya çağırıldı. Avrupa Parlamentosunun savaş suçlarını 2014 yılına kadar götürmesine dayanarak, AB’nin Rusya’ya karşı savaşının, Rusya’nın askeri operasyonlarıyla değil, renkli devrimlerle başlatıldığını söyleyebiliriz.
AB Rusya’yı terörizme sponsor olmakla ve soykırım uygulamakla suçluyor. Rusya’ya yönelik terörist suçlaması, özel mahkeme kararlarının dayanakları arasındadır.
Terörizm suçlamasıyla ilgili Avrupa Parlamentosunun 23 Kasım 2022 tarihli “on recognising the Russian Federation as a state sponsor of terrorism”[3] başlıklı kararı, Kılıçdaroğlu’nun tercihlerinin Türkiye açısından ne tür tehlikelerin ortaya çıkabileceğine ilişkin bilgiler veriyor.
Kararda Rusya’nın terörist örgüt ve rejimlere desteğinin örneği olarak Suriye’de Esad yönetiminin, Belarus’ta Aleksandr Lukaşenko’nun desteklenmesi gösteriliyor. Rusya, “aktif bir enformasyon savaşı başlatmakla; Ukrayna, Avrupa ve liberal demokratik değerler hakkında dezenformasyon yaymakla” suçlanıyor. Böylece liberalizm eleştirisi terörizm ile ilişkilendirilmiş oluyor.
Kararın R maddesine bakarak, Kılıçdaroğlu’ndan Rusya’yı terörist devlet olarak tanınmasının bekleneceğini söyleyebiliriz. R maddesinde şu cümleler var:
“… geçmiş aylarda, Litvanya, Letonya, Estonya, Polonya, Çek Cumhuriyeti parlamentoları, Avrupa Konseyi Parlamentolar Asamblesi ve Avrupa Birliği Parlamentoları Birlik İşleri Parlamenter Komiteleri Konferansı Rusya’yı terörist devlet veya terörizm sponsoru devlet veya mevcut Rus rejimini terörist olarak tanımlayan kararlar aldılar.”
Kararın aşağıdaki maddesi, tercihini AB’den yana kullananların önünde bu beklentinin olduğunu daha açık olarak ifade eder:
“(Avrupa Parlamentosu) AB’yi ve üye devletleri, devletleri terörizm sponsoru devlet ve terörizm araçlarını kullanan devlet olarak tanımlayabilmek için bir AB yasal çerçevesi geliştirmeye çağırır; (yasal çerçeve) bu ülkelere karşı sınırlayıcı anlamlı tedbirleri başlatabilir ve AB’nin bu ülkelerle ilişkisinde derin kısıtlayıcı uygulamaları olabilir; (Avrupa Parlamentosu) Konseyi bilahare Rusya Federasyonunu terörizm destekçisi devletler listesine dahil etmeyi değerlendirmeye çağırır, AB partnerlerini aynı tedbirleri uygulamaya davet eder.”
Bu davete Kılıçdaroğlu’nun şimdiden olumlu cevap verdiğini söyleyebilir miyiz?
Teori dergisi tarafından 27 Nisan günü düzenlenen Türk Milliyetçiliği çalıştayına Kırım’dan katılan Kırım Tatar Halk Milli Şurası Koordinatörü Prof. Dr. Lemara Selendili ve Azerbaycan’dan Avrasya Uzmanlık ve Analiz Merkezi Başkanı Prof. Dr. Elşad Memmedov, Türkiye’de Atlantik tarafını tercih edebilecek bir hükümet seçeneğinden duydukları tedirginliği dile getirdiler.[4] Tedirginliğin altında, olası bir Kılıçdaroğlu hükümetinde Türk-Rus ilişkilerinin geleceğine ilişkin kaygılar var. Her ikisi de kendi ülkelerindeki politik elitler üzerinde etkili olan Selendili ve Memmeddov’un vurguları, eski Sovyet Cumhuriyetlerindeki Avrasyacı Türk aydınlarının, Türkiye’nin Rusya’ya karşı Batı ile birleşme ihtimalinden duydukları kaygıları yansıtıyor. Kaygılar, Türkiye’nin Batı safında Ukrayna’da devam eden çatışmaya taraf olmasının bölgedeki Türk topluluklar üzerinde yaratabileceği etkilerden kaynaklanıyor.
Rus devlet varlıklarına tazminat olarak el konulmasını da kapsayan aşağıdaki AB karaları, Putin’in önderlik ettiği Rusya’ya karşı Batı tercihinden neden endişe edilmesi gerektiğini gösterir.
6 Ekim 2022 tarihli kararda Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi ve üye ülkeler Rusya’nın “revizyonist ve emperyalist politikalardan vazgeçeceği, otoriter bir rejimden demokratik bir rejime doğru başarılı dönüşümüne yardımcı olmak için nelerin yapılması gerektiği” üzerine düşünmeye davet edildi. Bu amaçla Ukrayna’daki “demokratik liderlerin ve sivil toplumun” desteklenmesini önerildi.
Rusya’ya karşı Batı ile birleşen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Putin ve Rus liderlerin savaş suçlusu olarak yargılanacağı uluslararası mahkeme kurma ve Rus devlet varlıklarına el koyma çağrısına katılmaktan, Rusya’nın iç işlerine müdahale anlamına gelebilecek eylemlere ortak olmaktan kaçabilmesi mümkün mü?
Putin’in savaş suçlusu olarak yargılanması hakkında AB kararlarına örnekler
Avrupa Parlamentosunun 6 Ekim 2022 tarihli “Russia’s escalation of its war of aggression against Ukraine”[5] başlıklı kararının 23. maddesi:
“(Avrupa Parlamentosu) Putin ile sivil ve askeri tüm yetkililerin ve onların Ukrayna’daki savaşı yürütme, uygulama ve yönlendirme vekillerinin kovuşturulacağı, Ukrayna’ya karşı saldırganlık suçu için özel amaçlı uluslararası mahkemenin kurulması için çağrı yapar.”
Avrupa Parlamentosu’nun 19 Ocak 2023 tarihli “on the establishment of a tribunal on the crime of aggression against Ukraine”[6] başlıklı kararının bazı maddeleri:
“(Avrupa Parlamentosu);
5. Özel mahkemenin kuruluşunun Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) ve savcılarının soruşturma çabalarını tamamlayabileceğini, iddia edilen soykırım, savaş suçları ve söz edilen Ukrayna’da insanlığa karşı işlenen suçların üzerine yoğunlaşabileceğini değerlendirir; Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları tarafından Ukrayna’daki durum hakkında yürütülen soruşturmalara tem desteğini tekrarlar; Ukrayna’nın Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsünü onaylamasının, kanunlarını buna göre düzenlemesinin ve ICC’ye yasal olarak üye olmasının öneminin altını çizer.
6. Özel mahkemenin oluşturulmasının desteklenmesi için AB kamu diplomasisinin ve stratejik iletişiminin aktif kullanılması çağrısı yapar.
8. AB’nin özel mahkeme için yürüteceği hazırlık çalışmalarının vakit kaybetmeden başlatılmasına, Ukrayna ile işbirliği içinde özel mahkemenin kuruluşuna ilişkin düzenlemelere yoğunlaşılmasına, Ukraynalı ve uluslararası otoritelerin gelecekteki özel mahkemede kullanılacak delillerin güvence altına alınması için desteklenmesine vurgu yapar.
12. AB, üye devletler, partner ve müttefiklerini Rusya tarafından Ukrayna’da uluslararası hukuka karşı uygulanan şiddetin tazminatı olarak, Rus devlet varlıklarının kullanılması için yasal olanakları tartışmaya davet eder; buna imkan dahilinde bazı varlıklarının egemen dokunulmazlığını inkar etmek veya bu ihlallerin büyüklüğü sebebiyle bazı korumaların sınırlandırılması dahildir.
13. Saldırganlık suçu için bu özel mahkemenin kuruluşunun hem Rus toplumuna ve uluslararası topluma, Putin ve Rus politik ve askeri liderliğin Ukrayna’daki saldırganlık suçundan mahkum olabileceklerine ilişkin açık bir mesaj göndereceğine güçlü şekilde inanır; bu mahkemenin kuruluşunun Rusya ve Rus müttefiklerinin politik ve iş dünyası elitlerine, Rusya Federasyonu’nun Putin’in liderliği altında Batı ile ‘her zamanki iş ilişkisine’ geri dönmesinin olası olmadığı mesajını net olarak verebileceğinin altını çizer.”
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi’nin 22-23 Şubat 2023 tarihli oturumunda alınan “Ukraine: One year after the Russian invasion — the European civil society perspective”[7] başlıklı kararının, “Ukrayna’ya karşı saldırganlık suçları hakkında özel uluslararası mahkeme ve Rusya Federasyonu’na yönelik yaptırımlar” ara başlığı altındaki maddeler:
“Komite;
5. Avrupa Parlamentosunun Ukrayna’ya karşı saldırganlık suçları hakkında uluslararası özel mahkeme kurulması yönünde çağrı kararını bütünüyle destekler. Böyle bir mahkeme Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Birleşmiş Milletlerle yakın işbirliği içinde uygulamalıdır. Komite ayrıca, savaş suçlarının, insanlığa karşı suçlar ve soykırımın araştırılmasında AB’nin uluslararası desteğe liderlik yapmasını ısrarla tavsiye eder.
6. Avrupa Parlamentosu’nun ‘Rusya Federasyonunu terörizm sponsoru bir devlet olarak kabul edilmesi’ kararını destekler ve özellikle AB ve üye devletlerin terörizm sponsoru devletler ve araç olarak terörizmi kullanan devletleri tanımlamak üzere AB’nin yasal bir çerçeve geliştirmesine ilişkin çağrı yapan maddeyi içtenlikle karşılar. AB yasal çerçevesinin uygulanması, bu ülkelere karşı anlamlı ekonomik, politik, sosyal ve kültürel kısıtlayıcı önlemlerle sonuçlanmalı.
7. AB terörist listesine WAGNER Grup’un dahil edilmesi teklifini destekler.”
Dipnotlar
[1]Informal Meeting of the Heads of State or Government Versailles Declaration 10 and 11 March 2023.
https://www.consilium.europa.eu/media/54773/20220311-versailles-declaration-en.pdf
[2] https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:C:2023:132:FULL&from=EN
[3] https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-9-2022-0405_EN.html
[4] Çalıştayın tamamını izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=1RV6AJlg5ac&t=127s
[5] https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-9-2022-0353_EN.html
[6] https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/TA-9-2023-0015_EN.html
[7] https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=OJ:C:2023:146:FULL