Siyasi durum, II. Dünya Savaşının hemen öncesiyle benzerlikler gösteriyor. Kurulu düzen yaptırım gücünü kaybederken, uç vermiş yönelimlerin hızlanacağı, yeni ittifakların yaşanacağı günlere doğru gidiyoruz.
Bilgi zerreciğiyle bile, ABD’nin bu büyüklükte bir krizle başa çıkacak donanımda olmadığı açıkça görülüyor. Fakat epidemi on yıllardır ülkenin başına bela olan bariz yetersizlikleri ve eşitsizlikleri de ortaya serdi...
Çin, gerçeğin yasalarını ve onun ortaya koyduğu maddi zorunlulukları kavrayarak, kolektif emekle ve bilimsel yöntemlerle mücadelesini sürdürürken, Avrupa ülkelerinin, gerçeğin yasaları ile inatlaşan yaklaşımları...
Bu kriz yükseldikçe ayaklarımızın altındaki zeminin nasıl değiştiğini anlamamıza yardımcı olmak için Foreign Policy, dünyanın dört bir yanından önde gelen 12 düşünürden salgın sonrasında küresel düzen öngörülerini paylaşmasını istedi.
Dünya, özelliklede Batı ülkeleri, daha somut bir ifadeyle Avrupa bir yol ayrımına gelmiştir. Hatta bu yol ayrımında beklerken koronavirüs salgınına yakalanmışlardır.
Bu salgın, insan sağlığının karşılıklı olarak birbirine nasıl bağımlı olduğunu hatırlamamıza neden olur ve dünyanın eşit temeller üzerinde yeniden inşa edilmesini sağlayabilir.
Maddenin değişiminde genel olarak geçerli olan kural, toplumların değişiminde en güçlü örgütlü gücü zorunlu kılar. Yani öncü partiden kitle örgütlerine kadar en güçlü örgütlenme.
Yeni-Eski çatışmasının son aşaması, çelişkinin açık bir çatışma biçimi alması halidir. Bu aşamanın sonunda zıtların birliği son bulur ve inkârın inkârına dönüşür. Maddenin toplumsal biçiminde bu aşamayı Devrim Dönemi diye tarif ediyoruz.