BRICS, Hangi Sisteme Alternatif Olarak Doğdu ve Genişliyor?

Kavram olarak BRIC, ilk kez Jim O’Neill tarafından 2001’de ortaya atıldı. O’Neill, şüphesiz bu kavramı yoktan var etmedi. Değişmekte olan uluslararası düzen O’Neill’in kavramsallaştırmasına da dayanak sunuyordu. Yükselen ekonomileriyle Yeni Dünyanın başını çeken Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin, BRIC kavramının baş aktörleri konumunda yer alıyor.

21. yüzyıl, ABD’nin hegemonyacılık programının krizlerine sahne oldu ve olmaya devam ediyor. BRIC olarak doğan; Güney Afrika’nın ve sonradan İran, Mısır, Etiyopya ve diğer ülkelerin de dahil olmasının ardından BRICS+ olarak varlığını sürdüren yeni dünyanın örgütü, genişlemesini sürdürüyor. BRICS+’in gün geçtikçe genişleyen aile yapısının karakteri, ABD’nin dolar sistemi üzerinden dünyaya dayattığı hegemonyacılık programına bir alternatif olarak doğduğunu gösteriyor.

Aralık sayımızda BRICS’in kimliğine odaklanıyoruz. BRICS ülkelerinin ekonomik, askeri potansiyellerine, sosyal ve kültürel birikimlerine; alanlarında uzman isimlerin katkılarıyla mercek tutuyoruz.

Aralık 2024, sayı 419

“Batı Emperyalizmine Karşı Konumda”

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, BRICS’in tarihsel ve ideolojik karakterini; “BRICS Kimliği ve Seçeneği” başlıklı yazısıyla analiz ediyor:

“BRICS’e sonradan üye olan ülkelere bakıyoruz, onlar da ilk beş üyeye benziyorlar. BRICS’in kapısını çalan ülkeler arasında Fransa yok, Almanya yok, İngiltere yok, Avrupa Birliği ülkeleri yok, NATO ülkeleri yok. Gerçi NATO üyesi Türkiye BRICS’e üye olmak istiyor. Ancak o da NATO’da üvey evlat muamelesi görüyor ve AB’ye alınmıyor. Görüldüğü gibi BRICS, dünyadaki hem toplumsal- ekonomik, hem siyasal, hem de kültürel saflaşmada taraf olan ülkelerden oluşuyor. Nesnel olarak taraf konumundalar. Bu nedenle BRICS nesnel olarak Batı emperyalizmine karşıdır.”

 

“BRICS, Ekonomik Güç Merkezidir”

Kalkınma Ekonomisti ve Yazar Bartu Soral, BRICS ülkelerinin ekonomik potansiyellerini şöyle açıklıyor:

“BRICS ülkeleri toplu olarak küresel ticaretin önemli bir bölümünü oluşturmakta ve her bir üye dünya ekonomisine benzersiz bir şekilde katkıda bulunmaktadır. “Dünyanın fabrikası” olarak bilinen Çin, elektronik, makine ve tekstil ihracatına hâkimdir. Hindistan IT hizmetleri ve ilaç üretiminde lider konumdadır ve dünya çapında uygun fiyatlı ilaç tedarik etmektedir. Brezilya ve Rusya küresel gıda ve enerji piyasalarının önemli oyuncularıdır. Brezilya soya fasulyesi, sığır eti ve kahve ihraç ederken, Rusya petrol, doğal gaz ve buğday sağlamaktadır. Güney Afrika ise dünyaya altın ve platin gibi değerli madenlerin yanı sıra diğer temel mineralleri de tedarik etmektedir. BRICS ülkeleri birlikte sadece ticaret ortakları değil, aynı zamanda küresel tedarik zincirlerini yeniden şekillendiren ekonomik güç merkezleridir.”

 

Alanlarında uzman ve akademisyenlere BRICS’in kurumsallaşması, Türkiye’nin geleceğinde BRICS’in rolü ve BRICS’in geleceğine yönelik üç aynı soruyu yöneltiyoruz. Bu doğrultuda soruşturmaya katılan Prof. Dr. Hasan Ünal, Doç. Dr. Mehmet Perinçek ve Ekonomist Recep Erçin’in cevaplarına da Aralık sayısında yer veriyoruz.

“BRICS, Siyasi Bir Güç Odağı Oluşturuyor”

Soruşturmaya katılan Prof. Dr. Hasan Ünal, BRICS’in uluslararası siyasi dengeler açısından konumuna dikkat çekiyor:

“BRICS ülkelerinin hâlihazırda ciddi bir ekonomik ve hatta kısmen de olsa siyasi bir güç odağı oluşturduğuna şüphe yok. Bu yüzden çok sayıda devlet katılmak için başvuruda bulunuyor. Özellikle uluslararası ticarette ABD Dolarının tekelini kırmak isteyen ülkelerden ABD liderliğindeki tek kutuplu dünya düzeninin sona ermesinin kendileri açısından olumlu sonuçlar getireceğini düşünen çok sayıda devlet BRICS bünyesinde toplanmak istiyor. Dolayısıyla BRICS şimdiden bir güç merkezi haline geldi ve bu özelliği artan bir oranda devam edecek gibi görünüyor.”

 

“BRICS, Genişledikçe Çok Kutuplu Dünyayı da İnşa Edecek”

Doç. Dr. Mehmet Perinçek, BRICS’in genişledikçe dosyada yayımlanan soruşturmada BRICS’in kurumsallaşma sürecini şöyle değerlendiriyor:

“BRICS, çok kutuplu dünyanın önemli kutuplarından biri olma iddiasında. Gelişmekte olan ülkeler ve ezilen dünyada da beklenti bu yönde. Bu iddia da ciddi görevleri beraberinde getiriyor. Bu görevler, karşısındaki gücün örgütlülüğü ve saldırganlığı göz önünde bulundurulduğunda ciddi bir kurumsallığı da zorunlu hale getiriyor. İşte biraz önce işaret ettiğimiz ilkeler, BRICS’in üzerinde yükseleceği zemini ortaya koyacak. Tek kutuplu dünyanın ve küreselleşmecilerin programı ve saldırıları çok yönlü... Bunları engellemek sadece karşı çıkmakla mümkün değil. Karşı çıkarken bunun yerine neyin koyulacağının da tespiti önemli. Kurmadan yıkamıyorsunuz ya da karşı duramıyorsunuz. BRICS, bu nedenle kendini inşa ederken, kurumsallaşırken aslında çok kutuplu dünyayı da inşa etmiş olacak.”

 

“BRICS, Yeni Dünyanın Yeni Kurumu

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Recep Erçin’de BRICS’in geleceğinde Batı merkezli benzeri bir kuruma dönüşme ihtimali üzerinde duruyor:

“Bir defa şunu net bir şekilde ifade etmek lazım; BRICS, Avrupa Birliği benzeri bir yapıya dönüşmez. NATO benzeri bir yapı da çıkmaz. Yeni dünyanın yeni kurumu. Ülkelerin işbirliği çerçevesinde bir araya geldiği daha ziyade iktisadi temellere dayalı bir yapı olan BRICS’in bana kalırsa bundan sonra izleyeceği yol üye ülkelerin birlikte kalkınmasını tesis edecek ekonomik yapılar oluşturmak şeklinde olacak.”

 

“BRICS, Dolar Sistemine Karşı Alternatif”

Vatan Partisi Ekonomi Siyasetleri Bürosu Başkanı Hakan Topkurulu da dolar hegemonyasına karşı geliştirilen alternatif bir çözüm olduğunu vurguluyor:

“Her türlü istikrar, istikrarsızlıktan iyidir. Böylece bu eşkıyalık düzeni hem silah zoruyla hem de ona karşı bir sistem, bir istikrar merkezi oluşamadığı için devam etmektedir. Dünyada ABD, başta iki süper devlet, sonrasında tek başına dünya hâkimiyeti yaşarken, ona karşı alternatifleri yaratacak olan gelişmeler doğmaya başlamıştı. Bunların en başında bugün ABD’nin dolar sistemini ekonomik olarak en ciddi şekilde tehdit eden Çin Halk Cumhuriyeti seçeneği doğmaktadır.”

 

“Türkiye’nin BRICS Yolculuğu”

Doç. Dr. Özgür Bayram Soylu, Türkiye ve BRICS ülkeleri arasındaki ekonomik iş birliklerine dikkat çekiyor ve BRICS’in Türkiye’ye sunduğu olanakları değerlendiriyor:

“Türkiye ve BRICS ülkeleri arasındaki iş birliği, ekonomik çeşitlilik, bölgesel kalkınma ve teknolojik ilerlemeyi desteklemek açısından büyük bir potansiyele sahiptir. BRICS ülkelerinin artan küresel etkisi ve Türkiye’nin stratejik coğrafi konumu, tarafların ortak çıkarlar doğrultusunda daha sıkı bir iş birliği geliştirmelerine olanak tanımaktadır.”

 

Gelişen Dünyanın Örgütü BRICS başlığıyla çıkan Aralık sayımızda, BRICS'i her yönüyle ele alıyoruz. BRICS’in karakteri, ekonomik potansiyelleri bakımından başta dünyaya ve Türkiye’ye sunduğu olanaklar dosyanın merkezinde yer alıyor. Dr. Hüseyin Fazla BRICS ülkelerinin askeri potansiyellerine mercek tutarken, Serhat Latifoğlu BRICS’in finansal yapısının mevcut durumuna odaklanıyor. Umur Tugay Yücel, BRICS üyelerinin genişleyen ve güçlenen yapısını dosyada ele alıyor.

 

Aralık sayımız D&R, Kitapsan, Remzi Kitabevi, Liman Kitap, Ankara'da Dost Kitabevi raflarında; www.shopier.com/teoridergisi adresinde satışta...

 

Ekonomi
Etiketler
eko