Kurtuluş Savaşımızda Sait Molla’nın, halifenin üye olduğu İngiliz Muhipleri Derneği vardı. Millî mücadeleye karşı iç isyanlara emperyalizm destek olmuştu. Padişahın halife unvanından yararlanıp Anadolu ve dünya Müslümanlarını kışkırtan işgalci emperyalistlerdi. Millî mücadele kahramanlarının idam fetvası emperyalistlerin uçaklarıyla köylere dağıtılmıştı. Emperyalizme karşı millî mücadele başarı kazandıkça emperyalizmin desteklediği iç isyanlar rahat bastırıldı. Bugün ABD’ye belli ölçülerde direnen Türk Devleti, ABD’nin desteklediği FETÖ kalkışmasını da bastırdı. Diyanet’in çeşitli tarikat ve cemaate ilişkin hazırladığı “gizli” ibareli rapor “Diyanet’in Tarikatlar Raporu” adıyla kitaplaştı. Diyanet’in Tarikatlar Raporu tarikatların tepkisini çekti. Teorik baktığımızda iktidarda AKP varken bunların olamayacağı düşünülürdü; ancak oldu. Neden?
AKP, iktidarını kaybetmemek için PKK ile açılımı sonlandırıp, Suriye’ye orduyu sokunca ABD tarafından FETÖ kalkışmasıyla iktidardan indirilmeye çalışıldı. O zaman “alnı secde görenden zarar gelmez” anlayışı yıkıldı ve tarikat, cemaatlere toplumsal öfke arttı. İktidar ve ona bağlı kurum Diyanet’in de yeni FETÖ’ler türememesi için önlem alma ihtiyacı ortaya çıktı. Elbette bu, tutarlı bir şekilde ilerlemiyor. Bazı kurumlarda cemaat örgütlenmelerinin olduğu duyuluyor ama iktidarın önemli ölçüde gerekli dersi aldığı ortada. Ülkemizin emperyalizme karşı vatan ve millet birliğini koruma mecburiyeti dini alanda da hükmünü yürütüyor.
Bununla beraber Diyanet, fetvalarıyla çağdışı bir toplum düzeninin parçası. Diyanet, resmî internet sitesinden sorulan “Telefon, mesaj ve internet yoluyla boşama geçerli midir?” sorusuna şu fetvayı vermişti: “Bir kimse, yüzüne karşı ‘seni boşadım, benden boş ol’ gibi boşamayı ifade eden sözleri şifahî olarak söylemek suretiyle, eşini boşayabileceği gibi, bu sözleri telefon, mektup, mesaj, internet ve faks yoluyla bildirerek de boşayabilir.”
Diyanet’in aile hayatına, sosyal yaşama, nişanlanmaya, evlenmeye, boşanmaya, mirasa, ticarete vb. yönelik binlerce fetvası var. Dahası fetvaları yazanların ders kitaplarına da el attığı, ifadelerin benzerliğinden anlaşılıyor. Diyanet; fakülte, köy ve liselerde temsilci belirleyerek eğitim hayatını da yönlendirmeye çalışıyor.
Diyanet’in mevcut hukuk kuralları karşıtı ve sosyal hayatın doğumdan ölüme tüm anını düzenleyen fetvalarıyla adına millet diyemeyeceğimiz, birbirine yabancılaşmış bir toplum tasarlanıyor. Diyanetin bazı fetvaları: “Nişanlılar flört edemezler, el ele tutuşamazlar”, “Kocaya 4’e kadar çok eşli olma hakkı”, “Boşama yetkisi kocaya verilmiştir, koca yetkisini karısına veya başkasına devredebilir”, “Mahkeme önüne çıkmadan boş ol sözüyle boşama olabilir”, “Mirastan kız çocuklara, erkeğin yarısı kadar pay”, “Mirasçı farklı dinden ise mirastan pay alamaz”, “Hatayla ölüme sebep olanın vereceği diyet 4250 gr değerinde altın”, “Yaşlı erkeğin saçını siyaha boyaması mekruh”, “evlatlık, evlat edinene mirasçı olamaz.”
İktidar, tarikat ve cemaatleri hedefine koyduğu “tarikatlar raporu” ile iyi bir davranışta bulunmakla beraber, dinsel kimliğinin baskın olması nedeniyle, Diyanet’in fetvaları örneğinde olduğu gibi, dinin siyasete alet edilmemesi, çağdışı yorumlanmaması hususunda çelişkili davranmaktadır. Bu çelişkiyi azaltacak, bizlerin mücadelesidir. Fakat “Diyanet’in Tarikatlar Raporu” kitabında dile getirilen görüşlere, toplumsal mücadele yürüten kurumlar yeterince yer vermiyor. Oysa rapor, toplumu ikna etmede ve birleştirmede tarikat ve cemaatlere karşı önemli avantaj sağlıyor. Bu kitabı ve “Diyanet’in Fetvaları” kitabımı mücadelede değerlendirmenizi öneririm.