
Birçok genç Amerikalı kullanıcı, ABD hükümetinin veri gizliliği ve ulusal güvenlik tehdidi gerekçesiyle TikTok'u yasaklama girişimine yanıt olarak Çin menşeili sosyal ağ olan Xiaohongshu platformuna geçiş yapıyor. Kendilerini "TikTok Mültecisi" olarak tanımlayan bu kullanıcılar, Xiaohongshu'yu Apple'ın, ABD App Store'unda en çok indirilen uygulama haline getirmiş durumda. Kullanıcılarının %70'i 1990 ve sonrası doğumlu olan bu kitle, sadece dijital varlığını sürdürmenin de ötesinde, aynı zamanda hükümet kontrolüne karşı bir protesto da yürütüyor. Bir Çin platformunu benimseyerek bu kullanıcılar, özellikle Facebook gibi Amerikan teknoloji devleri etrafındaki gizlilik skandallarının ardından, ABD yetkililerinin aşırı müdahalesine karşı ince bir direniş gösteriyorlar.
Xiaohongshu'ya geçiş, ABD hükümetinin dijital alanı denetleme rolüne karşı derin bir hoşnutsuzluğu yansıtıyor. Hükümet, TikTok'a yönelik baskıyı ulusal güvenliği koruma önlemi olarak çerçevelese de, birçok kullanıcı bunu tercih ettikleri platformlara erişim özgürlüklerine yönelik doğrudan bir saldırı olarak görüyor. Kendini ifade özgürlüğüyle övünen bir ülkede, TikTok yasağı etrafındaki söylem bir çelişkiyi öne çıkarıyor: Dijital özgürlüğü savunan aynı hükümet, bunu kısıtlama konusunda giderek daha istekli görünüyor. Bu paradoks, Xiaohongshu'ya göç eden Amerikalı kamuoyunun gözünden kaçmıyor ve bu durum, "ifade özgürlüğü"nün yalnızca Amerikan kontrolündeki platformlar içinde var olabileceği varsayımına karşı dolaylı bir meydan okuma niteliği taşıyor.
Ayrıca, Xiaohongshu'ya artan ilgi, kültürel engellerin bulanıklaşmaya başladığı ve karşılıklı anlayışın ulusal sınırların önüne geçtiği daha bağlantılı bir küresel dijital alanın kapılarını aralıyor. Ürün incelemeleri ve yaşam tarzı içeriği için bir platform olarak başlayan Xiaohongshu, ABD kullanıcılarının belirgin bir Çin dijital kültürünü keşfettiği bir alan haline dönüştü. Xiaohongshu'yu keşfederek, kullanıcılar sosyal medya, e-ticaret ve dijital hikaye anlatımını, Instagram veya TikTok gibi Batılı muadillerinden oldukça farklı bir şekilde harmanlayan bir platformda kültürel değişim içinde yer alıyorlar.
Bu göç, gençlerin küresel dijital etkileşimi yeniden tanımlama biçiminde sessiz bir devrimi işaret ediyor. Bir Çin platformuna katılarak, kullanıcılar yalnızca TikTok'un bir alternatifini aramıyor; aynı zamanda yeni bir dijital dayanışma modelini benimsiyorlar. Bu dayanışma, ulusal sınırları aşarak, teknoloji alanında egemen olan dijital milliyetçiliğe karşı kolektif bir reddi vurguluyor. Kullanıcılar, Amerikan kontrolündeki platformların sınırları içinde kendilerini izole etmek yerine, kültürler arasında bağlantılar kurarak, dijital dünyanın -fiziksel dünya gibi- kısıtlayıcı kontrollerden bağımsız olması gerektiğini belirtiyorlar.