Krizdeki Amerika

Akile Çevik

25 Mayıs 2020, ABD ve belki de bütün dünya için bir dönüm noktası oldu. ABD’nin Minneapolis şehrinde bir market sahibi, koronavirüs nedeniyle işini kaybeden 46 yaşındaki Siyahî George Floyd’un bir paket sigara almak için verdiği 20 doların sahte olduğunu düşünerek polise haber verdi. Olay yerine gelen polis memurları Floyd’u ekip arabasına koyduktan kısa bir süre sonra, Derek Chauvin isimli polis memuru, Floyd’u oturduğu koltuktan kaldırarak yüzüstü yere yatırdı ve dizini boynuna dayayarak 9 dakika içinde ölmesine neden oldu. 26 Mayıs sabahı olayın videoları basına ve sosyal medyaya yansıyana kadar bu olay kayıtlarda, normal bir polis müdahalesi ve mukavemet esnasında oluşan ölüm olarak geçecekti. Nitekim de öyle geçti. Polis memurları önce sadece işten çıkarıldı ve hiçbir şekilde yargı önüne çıkarılmaları düşünülmedi. Ancak George Floyd’un son dakikalarında “nefes alamıyorum, lütfen” çığlıkları Amerika’da sembol olarak protestoları başlattı.

Minneapolis kentindeki kıvılcım Los Angeles, New York, Chicago, Atlanta, Washington,  Philadelphia, Miami, Portland, Louisville, San Francisco gibi büyük şehirler başta olmak üzere Atlantik kıyısından Pasifik kıyısına kadar irili ufaklı şehirlere yağmalama, yakma yıkma olarak yayıldı. Bazı eyaletlerde olağanüstü hal ilan edildi, Ulusal Güvenlik Güçleri, hatta Washington DC de ordu, protestocuları durdurmak üzere gösterilere müdahale etti. Olayların boyutu Vietnam Savaşı gösterilerinden sonra ülkede meydana gelen en büyük protestolar diye ifade edilmektedir. George Floyd’un kardeşi Terrence Floyd, olay yerini ziyaret ederek, “Sokaklara barışın geri gelmesi” çağrısında bulundu. Yakıp yıkmanın ağabeyini geri getirmeyeceğini söylemesi üzerine protestolar barışçıl bir şekilde devam etti.

Olaylar nedeniyle mayıs ayında silah satışları %80 artış kaydetti. Sokağa çıkma yasaklarına rağmen Siyah, Beyaz aileler, çocukları ile yasağa uymayarak sokaklara döküldü. Gerekçe ise değişen tarihe çocuklarının şahit olması idi.

İnsan hakları aktivisti, hatip ve program sunucusu Alfred Charles Sharpton, “ABD adalet sistemini tümüyle değiştirene kadar kitlesel protestoların devam edeceği” sözünü verdi. Yaş ortalamasına bakılırsa protestocular gençlerden oluşuyor. Siyah, Beyaz, Sarı, Kırmızı yan yana. En belirgin sloganlar ise “Adalet yoksa barış yok! Siyah hayatı önemli! Nefes alamıyorum!”

Olaylar bu derece büyüdü; “Amerika Krizde” (CNN), “Cumhuriyetimiz Başkan tarafından saldırı altında” (The New York Times) gibi başlıklar kullanıldı. Peki, bu duruma nasıl gelindi? Bardağı taşıran Siyahlara karşı ırkçı tavır. Siyahlara hayatı her konuda zehir eden ırkçılığa karşı yüzyıllar boyunca ne yapıldı dersek 1776’lara, kuruluşa bakmak gerekir. Kurucu Babalar olarak tarihe geçen John Adams. Benjamin Franklin, Thomas Jefferson, John Jay, James Madıson, George Washington, Alexander Hamilton’un hepsi Siyahî köle sahibi idi ve Siyahîleri hizmetlerinde kullandılar.

1960’lı yıllarda John F. Kennedy döneminde bir çeşit vicdan temizlemek üzere Siyahlara bazı haklar verilerek Anayasa’da herkesin eşit olduğu hatırlatılarak ırkçılığın derecesi azaltılmaya çalışıldı. 1990’larda Bill Clinton tek taraflı pozitif ayrımcılığı getirerek Siyahlara çok daha fazla haklar tanıdı. Bu hakların biraz da istismar edilmesi ile ırkçılık bu dönemde Beyazlar arasında çok daha fazla arttı. 2009-2017 arasında, Barack Obama döneminde ise tek taraflı pozitif ayrımcılığın tehlikeli olduğu, her iki ırka da eşit davranılması gerektiği vurgulanmaya çalışıldıysa da başarılı olunamadı.

Donald Trump ise, seçim kampanyasında, Afrikalı Amerikalılar için pozitif ayrımcılığı kaldırıp Beyazların da suç işlediğinde bir Siyahın başvurusu ile adilce ceza alacağını vadetti. Ancak gelinen durumda Amerika nefes alamıyor. Son istatistiklere göre mahkemelerde eşit adalet ile sonuçlanan davalar %24, Beyazlar lehine pozitif sonuçlanan davalar %75, Siyahlar lehine pozitif sonuçlanan davalar %1.

Tarihçi, Doç. Dr. Stacey Close talepleri kısaca şöyle tanımlıyor: “Amerika şunu bilsin ki Siyahlar sadece adalet istiyor. Irkçılık artık durmalı. Değişim için ne yaptık? Daha ne olması gerekir? İnsanlar keyfice kullanılan polis gücünün elinde ölüyor ve hiçbir şey yapılmıyor, adalet işlemiyor.”

Prof. Dr. Carol Anderson (Emory Üniversitesi) ise Siyahların sokaklarda olma nedenini şu şekilde dile getiriyor: “1919’da I. Dünya Savaşından dönen askerler arasında Beyazlar hayatlarında ilk defa üniformalı Siyahî gördü. Zira o zamana kadar linç ederek, aşağılayarak davrandıkları Siyahlar Amerikan Ordusunun kıyafeti içindeydi. Aradan 100 yıl geçti, Siyahlar yine haklarını aramak için sokaklarda. O zaman Siyahîleri koruyamayan Amerika 2020’de yine koruyamadı.”

8 Haziran 2020, Pazartesi, George Floyd’u öldüren polis memuru Derek Chauvin ve diğer 3 polisin ilk yargılaması yapıldı. Memurların hepsi 2. derece cinayet ve kasıtsız adam öldürmekten yargılanıyorlar. Chauvin için 1.250 milyon dolar, diğerleri için 1 milyon dolar güvence parası ödemek koşulu ile tutuksuz yargılanmaları olası. 

Protestoların bu denli ülke genelinde ve tüm ırklar arasında yayılıp devam etmesi sonucunda ne yapılabileceği üzerine çalışmalar başladı. Bir kesim, polis mali kaynaklarının daraltılmasını, diğer bir kesim, polis kuvvetlerinin feshedilmesini veya daha iyi eğitilmesini, orduda kullanılan silahları kullanmamasını öneriyor.

Virginia Eyaleti ABD’nin kuruluşunda yer alan ilk kurucu 13 Eyaletten birisidir. Köleliğin ve Kuzey-Güney Savaşının en yoğun zamanları bu eyalette yaşanmıştır. Bu savaşın Kuzey Virginia Ordu Komutanı Robert Lee’nin heykeli 1890’da Eyalet başkenti Riçmond şehir merkezine yerleştirilmiş. 2020’de ırkçılığı hatırlattığı ve artık konfederasyon birliği (13 eyalet) olmadığı için 4 Haziran 2020’de kaldırılmasına karar verildi. Aynı şekilde 13 kurucu konfederasyonun Başkanı Jefferson Davis Otoyolunun ismi Richmond Otoyolu olarak değiştirilmiştir. Virginia örneği bazı tarihî değerlerin değişmesinin başlangıcıdır. Herne kadar tarihi değiştiremez isek de.

Temsilciler Meclisinde, Siyahîler Meclis Grubu (Congressional Black Caucus) olan bir parlamentoda ırkçılığın nasıl önüne geçileceği gerçekten büyük bir sorun olarak Amerikan Yönetiminin önünde durmaktadır. Yine Virginia’da protestocuların üzerine aracını sürerek göz yaşartıcı bomba atan kişinin Klü Klux Klan grubunun (Siyahîleri hedef alan Beyazların oluşturduğu nefret grubu) Virginia Lideri olduğu tespit edilmiştir (8 Haziran 2020). Anayasa’nın 1. Maddesinde, bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir yazan ibarenin kâğıtta kalmayıp gerçek hayata geçirilmesi ABD’yi yeni bir dünyaya hazırlıyor. George Floyd’un ölümü ise birçok değişikliğin başlangıcı olarak tarihte yerini alacaktır. 21. yüzyılda gerçekten Afrikalı Amerikalılar haklarını arayıp adalet ve eşitlik istiyor.

Güncel